Sektör dergisi Foodinlife'ın 'Türkiye‘nin ilk gastronomi bölümü mezunlarından' olarak bahsettiği Çiğdem Alagök'ün Alfa Yayınlarından çıkan Apiko kitabı 59 lezzetli reçeteyi balık severlerle paylaşıyor. Kitabını anlatırken de mutlaka almalıyım dedirtiyor:
“Apiko bir deniz ürünleri tarif kitabı olarak belirdi zihnimde. Mavi gıda diye adlandırdığım –ne renk olurlarsa olsunlar– denizin ürünlerinin, geçmişten, denemelerimden ve bir çeşit lezzet dedektifliği olan aşçılık mesleğiyle doğan içgüdülerimden çıkmış reçetelerimi bir kitapta toplamak istedim.
Hikâyeler çıktı ortaya ve reçeteleri o hikâyelere iliştirdim sonra.
Evet, bir tarif kitabı bu ama nasıl tarif etsem; içinde bir zaman yolcusunun günlüğü de var. Bu yolculuğa olanak tanıyan mesleğimi ve tüm meslektaşlarımı yürekten selamlıyorum.”
Türkiye'de Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, ilk kez Tuğrul Şavkay ve Bedrettin Dalan tarafından Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde kurulmasıyla bölüme başlayan 2007 mezunumuz Çiğdem Alagök, Dünya Gazetesine verdiği röportajda ‘’en büyük şansım Yeditepe Üniversitesine gitmek oldu.’’ sözlerini dile getirdi. Bedrettin Dalan’ın önerisi üzerine pazarlama burslu MBA yüksek lisansı yapmıştır. Kendisi de “iyi bir şef, iyi bir yönetici ve satışçı olmalıdır” düşüncesindedir.
Apiko'da, lezzetli balık yemekleri yapmanın inceliklerini öğrenirken aynı zamanda Çiğdem Alagök'ün yaşamına dair keyifli ve iç açıcı bir öyküye yolculuk yapıyorsunuz. Çiğdem Alagök, Dünya Gazetesine verdiği röportajda “Hafızalarımız dolayısıyla geçmişimiz kokulardan ve tatlardan oluşuyor bence. Zamanda yolculuk yapılırdı yapılmazdı tartışmalarının arasında kokular ve tatlar insan ruhunu alıyor ve varlığını bile unuttuğu bir apartmanın kapısına bırakıveriyor. Bir koku alıyorsunuz ve anneannenizin mutfak önlüğünün içinde kendinizi buluyorsunuz. Kokuları uzmanlarına bırakarak ben zaman yolculuğunun lezzet boyutunda kalayım ve sizi de dilimin döndüğünce bu yolculuğa ortak edeyim” diyerek okurları adeta balık tarifleri arasında otobiyografik bir gezintiye çıkarıyor.
Kendisini 'ekosistemin ve sürdürülebilirliğin savunucusu' olarak tanımlayan Çiğdem Alagök, mavi besinlerin sürdürülebilir yaşamın temel kaynaklarından biri olacağına ve geleceğin yolunun mutfaktan geçtiğine inanmaktadır.