Ana içeriğe atla

Mezunlardan Temmuz ''İZ''leri: Hilal Aysal Moda Eğitimiyle Başladı, Rolls-Royce Türkiye'nin Direksiyonuna Geçti

a

1988 doğumlu Hilal Aysal, moda alanındaki eğitimiyle başladığı kariyer yolculuğunu, dünyanın en prestijli otomobil markalarından Rolls-Royce’un Türkiye operasyonlarının başına geçerek taçlandırdı. Markanın Türkiye’deki temsilcisi olarak görev yapan Aysal, ikonik markaların arkasındaki vizyonu ve sorumluluğu güçlü bir liderlik anlayışıyla temsil ediyor.

“Rolls-Royce gibi ikonik markalarla çalışmak çok büyük bir ayrıcalık olduğu kadar ciddi bir sorumluluk. Sadece otomobil satmıyoruz, markaların asırlık değerlerini, kalite anlayışını, kişiye özel hizmet kültürünü yaşatıyoruz.”

Otomobilde Rolls-Royce markası ‘ultra lüks’ün adeta eş anlamlısı… Dünyada lükse yönelik artan talebe birlikte Rolls-Royce 2024’te 5 bin 72 adetle tarihindeki en yüksek satışa ulaştı. Türkiye’deki tek yetkili bayi olan Rolls-Royce Motor Cars İstanbul ise 2024 yılının ilk 6 ayında üst üste üçüncü kez yıllık satış rakamlarında artış yakaladı.
Ghost (Hayalet), Rolls-Royce’un 120 yıllık tarihindeki en çok talep edilen modeli… Kısa süre önce İstanbul’da Ghost Series II modeli için özel bir lansman düzenlendi. Milliyet Executive’in sorularını yanıtlayan Rolls-Royce Motor Cars İstanbul Genel Müdürü Hilal Aysal, Rolls-Royce gibi ikonik markalarla çalışmanın bir ayrıcalık olduğu kadar ciddi bir sorumluluk da beraberinde getirdiğinin altını dikkat çekerek, “Sadece otomobil satmıyoruz, markaların asırlık değerlerini, kalite anlayışını, kişiye özel hizmet kültürünü eksiksiz şekilde yaşatıyoruz” diyor. Hilal Aysal ile lüks otomobil dünyası ve kariyer öyküsü üzerine keyifli bir sohbet ettik…

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1988 İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi’nde moda okuduktan sonra New York’ta Fashion Institute of Technology’de eğitimime devam ettim. 2013 yılında Rolls-Royce Motor Cars Türkiye’ye resmî olarak gelmesiyle Royal Motors ailesine katıldım.

Arabalara ilgim her zaman fazlasıyla vardı. Üniversiteyi bitirmeden Royal Motors’ta çalışmak istemem ve Amerika’ya taşınacak olmama rağmen İstanbul’daki Rolls-Royce Motor Cars ofisinde kalma kararım Rolls-Royce tutkusuyla açıklanabilir.
Rolls-Royce’un distribütörü olduğumuz Royal Motors’ta, hem markanın Türkiye pazarına girişinde yaşanan gelişmeler, oluşumlar oldukça ilgimi çekmeye başladı, içinde giderek bir daha çıkmak istemedim.
Aile şirketinde çalışmamak için en uzak noktaya gittiğimi düşünürken ben orada kendimi bu işin içinde buldum.

Otomotivci bir babanın kızı olarak otomobillerle ilginiz nasıldı?

Babam Artuğ Aysal 43 yıldır otomotiv dünyasında aktif şekilde yer alıyor. Royal Motors 1982 yılında kurulmuş bir şirketi ben sonradan aile şirketi olarak benimsedim diyebilirim. Çocukluğumda bu büyüklükte ve bu nitelikte bir otomobil şirketinin varlığını belki çok da idrak edemiyordum. O yaşlarda çocuklara klasik olarak ne sorulur: "Büyüyünce ne olacaksın?" diye. Ben de o dönemde modacı olmak istiyordum. Ailede modayla ilgilenenlerin de etkisiyle, bu alana yönelmiştim.

İlk olarak ne zaman bu işin içine girmeye başladınız? Babanızdan neler öğrendiniz? Artık işi tamamen devraldınız mı?

Royal Motors 43 yıllık bir firma ve 2013’ten beri Rolls-Royce Motor Cars’ın distribütörlük operasyonlarını yürütüyoruz. Aile şirketi ve Royal Motors’un kurucusu olması sebebiyle babamdan çok şey öğrendim. Babamdan öğrendiğim en önemli ders: İnsana dokunuş ve sadakatle yürütülen ilişkiler başarının anahtarıdır.

Böylesine köklü markaları temsil ederken; markaların kültürünü, değerlerini ve tarihi duruşunu korumak kadar; her bir müşterinin beklentilerini birebir anlamak, kişiye özel hizmetle kusursuz müşteri memnuniyeti sunmak da büyük bir sorumluluk ve disiplin gerektiriyor.
Artık bu işin başında ben olsam da kendisinin bilgi ve tecrübelerinden destek almayı sürdürüyorum. Karar süreçlerinde kendi çizgimi geliştirirken hatta sık sık onun fikirlerinden faydalandığım operasyonun içindeyim.