Anadolu Grubu Sürdürülebilirlik Yöneticisi Yeditepe Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden 2011 yılında mezun olan İrem Taşçıoğlu, Marmara Üniversitesi Reklamcılık ve Tanıtım Bölümü’ndeki yüksek lisansını, “Kurumsal sürdürülebilirliğin marka yönetimi açısından değerlendirilmesi” konulu tezi ile tamamladı. İş hayatına, Yıldız Holding’in Kurumsal İletişim Genel Müdürlüğü’nde başladı. Sponsorluk, sosyal sorumluluk ve reklam birimlerinde çalıştı.
Mezunumuz ile Yeditepeli olmak, dönemimizin en önemli konularından sürdürülebilirlikle ilgili konuştuk. Röportaj sorularımızı yoğunluğunun arasında Yeditepeliler için cevapladı.
Yeditepe Üniversitesi deneyiminizden bahseder misiniz?
Yeditepe’ye 2005 yılında başladığımda 16 yaşında, büyük ihtimalle okulun en gençlerindendim. Yeditepe, birçoğumuz
için sadece bir üniversite değil, yaşam alanı oldu. Öğrenciliğim boyunca güzel arkadaşlıklar, anılar, deneyimler
biriktirdim. Türkiye’deki en güzel kampüslerden birinde eğitim aldım. Çimlere yayılarak geçirdiğimiz bahar aylarındaki
bol d vitamini, ondan da bol oksijeni, Kadıköy’de karla karışık yağmur yağarken, Kayışdağı’nda bileklerimize kadar
karın oluşu, her mevsimi ayrı keyifliydi.
Güney Hazırlık’ta Galatasaray – Fenerbahçe derbilerinin olduğu günler, bir ayrı geçerdi. Formalar giyilir, ders
aralarında tezahüratlar yapılır, hep birlikte maç izlemeye gidilir. Farklı görüşlerde olduğumuzda bile fikirlere,
bireylere saygılı bir ortamım oldu.
Yeditepe’nin bahar festivallerin tadı da ayrıydı benim için, o hafta dolu dolu geçerdi. Festival, hem final haftasına
denk gelir hem de havanın en güzel zamanına… Finale hazırlanmak için sabahları kütüphanede saatlerce ders çalışıp
sonra festivalin tadını çıkarırdım. Kampüsün ringlerinde seyahat eden, sabahları derse giderken eşlik eden hatta sanki
özellikle sınavlarda destek olmak için sınıfa giren köpeklerimiz vardı.
Dersleri sadece eğitmenin anlatmadığı, dahil olduğum, birlikte öğrenme dinamiğimi geliştirdiğim, liderlik etmeyi ve
ekibin bir parçası olmayı öğrendiğim, kapsamlı ve vizyoner düşünmemi teşvik eden bir eğitim sisteminin içinde yer
aldım. Durup düşündüğümde, doğru bir seçim yaptığım hissiyatını yaşıyorum.
Kariyerinizde Yeditepeli olmanın getirdiği farklar, avantajlar neler oldu?
Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümümüzün kurucusu, Prof. Dr. Ayseli Usluata ile tanışmanın, dersini almanın çok değerli
olduğunu düşünüyorum. Bana bilgisi, sohbeti, içtenliği, yönetimi, vizyonerliği ile ilham verdi. Mario Levi’nin, Genco
Gülan’nın dersleri ise; kültürel gelişimimdeki dönüm noktalarından biriydi. Bölümüm gereği çok farklı fakültelerden
dersler aldım. Ekonomi, sosyoloji, istatistik, pazarlama derslerinin hem içeriği hem de akademisyenlerinin kattığı
değeri, iş yaşamımda daha çok farkettim. Dijital kaynaklar, kitaplar ve yayınlarla iyi makaleler yazdığım ve sunumlar
hazırladığım zengin içeriğe sahip bir kütüphanemiz oldu. Şimdi bile iş yerinde araştırma yapmak veya güvenilir bilgiye
ulaşmak istediğimde Yeditepe’nin dijital kütüphanesine erişebilmeyi özlüyorum.
Sizce kariyerinizde önemli dönüm noktası ne oldu?
Dönüm noktalarını bizler yaratsak da, şansın ve hayatımıza giren kişilerin önemi fazla. Yeditepe’deki son dönemimde
aldığım seçmeli “Fund Raising” dersi ve sevgili hocam, TURMEPA Genel Müdür Yardımcısı Mine Göknar ile tanışmam,
kariyerimin şekillenmesinde rolü oldu. Sivil toplum kuruluşlarını tanımam ve gönüllülük ile tanışmam, sosyal
sorumluluk bilincim arttırdı, bilgimi geliştirdi. İş hayatına Yıldız Holding Kurumsal İletişim bölümünde sosyal
sorumluluk alanında başlamak istememde yine aynı şirkette kurulan Sürdürülebilirlik Departmanı’na geçiş yapmak
istememde motivasyonum oldu.
Kariyer yolculukları için öğrencilerimize/yeni mezunlarımıza önerileriniz nelerdir?
Herhangi bir sivil toplum kuruluşunda gönüllülük yapmaları, okurken staj veya kısa süreli herhangi bir alanda ve
yerde çalışmaları, onları iş hayatına daha kolay hazırlayabilir. Hangi departmanda veya sektörde çalışmak
istediklerinden henüz emin değillerse, ilk önce ne yapmak istemediklerini bulmalarını öneririm.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında bülten okurlarımızla paylaşmak istediğiniz yeni yıl mesajınız nedir?
100 yıllık değerlerimizi korumaya devam ettiğimiz, aklı ve bilimi kullanırken iyi insan, iyi vatandaş olduğumuz, “fikri
hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” yetiştirdiğimiz, barış ve sağlık dolu bir yıl olmasını dilerim.
Sürdürülebilirlikle ilgili Üniversiteler ne/neler yapabilir?
Ulusal ve uluslararası üniversitelerle, dernekler ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak, sürdürülebilirliğin
herkes için bilinmesine, tanınmasına, doğru bilginin yayılımına katkıda bulunabilirler. Özel sektör ve kamunun dahil
olabileceği ortak projeler yürüterek öğrencilerin dahiliyetini artırabilir, çift yönlü fayda yaratılabilir düşüncesindeyim.