Psikolojik Sağlamlık (Dayanıklılık)
Psikolojik sağlamlık, esneklik (resilience) kavramı son yıllarda önemle üzerinde durulması gereken bir kavram haline gelmiştir. Temelde psikolojik sağlamlık, kişinin zorlandığı koşullarda; kişinin bu olumsuz koşulların üstesinden gelebilmesi, uyum sağlama sürecidir.
Psikolojik dayanıklılık, zor yaşamsal tecrübeler karşısında kişinin kendisini toparlama gücü veya değişimin ya da felaketlerin başarılı biçimde üstesinden gelme yeteneği olarak da tanımlanmaktadır.
Yapılan çalışmalar psikolojik dayanıklılığın öğrenilebilir bir kişisel özellik olduğunu da ortaya çıkarmıştır.
Psikolojik dayanıklılığın açıklanmasında rol oynayan birçok faktörden söz edilebilir ancak yapılan çalışmalarda özellikle üç genel kategori altında toplanabileceği görülmektedir. Bu kategoriler;
· kişisel- yapısal özellikler,
· aile desteği,
· dışsal sistemler (sosyal çevre, iş arkadaşları vb.) olarak sıralanabilir.
Ülkemizde yoksulluk, düşük sosyo-ekonomik statü, aile içi şiddet, çocuk ihmal ve istismar olaylarından toplumsal şiddet gibi geniş bir perspektife doğru uzanmaktadır. Ayrıca ülkemizin deprem kuşağı üzerinde olması, yakın bir tarihte büyük bir deprem yaşaması, terör gibi olayların içinde yer alması nedeniyle yaşanılan ruhsal travma kaynaklarının sayısı da çoğalmıştır.
Bu nedenle ülkemizin sosyo coğrafik yapısı da göz önüne alındığında bireylerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinin yüksek olması önemlidir. Hepimizin karşılaştığımız sorunlar karşısında etkili bir biçimde mücadele edebilmesi ve bu sorunlar karşısında kendi ruh sağlığımızı koruyabilmemiz için öncelikle sağlam bir psikolojiye sahip olmamız, daha sonra da çevremizdeki bireylerin psikolojik dayanıklılıklarına katkıda bulunmamız gerekmektedir.
Esneklik, adapte olma becerisi, sabır; psikolojik sağlamlık üzerinde önemli etkiye sahiptir. Amacımız, belirsizlikle savaşmak yerine, zor koşul ve durumlara adapte olabilmektir. Esnek bir zihin için çalışmadığımızda hayatta başımıza gelen olaylara karşı kabul geliştirmemiz zorlaşır. Kabul olanı olduğu haliyle görebilmektir, yaşananları hak ettiğimiz anlamına gelmez. Araştırma sonuçlarına göre; insanın başına ne geldiği değil , strese karşı bakış açısı, stres toleransı, sosyal bağları, başa çıkma becerileri hayatını şekillendirir.
Başa çıkma stratejileri
Hepimize iyi gelecek teknikler farklıdır. Kendimizi tanımak duygusal regülasyonumuzu sağlayabilmek açısından önemlidir. Duygusal regülasyonu sağlamak için genel geçer kurallardan ziyade; " Bana ne iyi gelir ? " sorusuna odaklanmak daha anlamlı olabilir.
Yazı yazmak, dans etmek, resim yapmak, spor faaliyetleri , mindfulness, meditasyon çalışmaları başa çıkma stratejileri arasında sayılabilir. Önemli olan bu beceriyi tek bir alanda kullanmak değil, hayatımıza entegre edebilmektir. Böylece, kontrol etmeye çalışmadan, akışta kalmak, an da kalabilmek, duygu ve düşüncelerimizi gözlemleyen olmak psikolojik sağlamlılığı destekler. Yanı sıra soğuk duş almak,sağlıklı beslenmek, güçlü sosyal bağlar da psikolojik sağlamlığı destekler.
Yine araştırmalarda görülmüştür ki, kişinin hayatta bir tane bile güvendiği birinin olması, kişilerin ruh sağlığını ve dayanıklılığını koruyan etkenler arasındadır. İnsan etkileşim içindedir. Kendimizi; yaşamla temas ettikçe güçlü hissederiz.